Zaman zaman her birimiz olumsuz düşünceler yaşarız. Olumsuz davranışlarımızı yönetme biçimimiz aslında korku karşısında güven ve umutsuzluk karşısında umut gibi durumlar arasındaki farklılığı ifade eder. Bu yüzden davranışlarını gözden geçirmen gerekir.
Yapılan bir çok araştırma kronik mutsuz insanlara ait olumsuz davranışların etkisini ortaya koymuştur. Elde edilen sonuçlar, bu davranışların kişinin sağlığını, mutluluğunu ve refahını olumsuz bir biçimde etkilediğini göstermiştir. Dolayısıyla onlardan kurtulmalısın.
1. Kendinle olumsuz konuşmak
Kendinle olumsuz konuşmak, kendine sabote edici mesajlar göndermek anlamına gelir. Bu mesajlar performansını azaltırlar, potansiyelini düşürürler ve sonuçta başarının önüne geçerler. Kendinle olumsuz konuşmanın kalıpları genelde şu şekildedir:
- “Yapamam.”
- “Yeterince iyi değilim.”
- “Kendimden emin değilim.”
- “Başarısız olacağım.”
- “Elimden gelmez.”
- “Başaramam.”
Bir arkadaşın sürekli olarak sana yukarıda yer alan cümlelerden birini söylüyorsa onunla arkadaşlığını gözden geçirmelisin. Zaman zaman bu cümleleri kendi kendine kurarsın. İşte o zaman kendine hayırsız bir hayali arkadaş edinirsin. Bu davranışından en kısa sürede vazgeçmelisin.
2. Olumsuz varsayımları düşünmek
Olumsuz düşüncenin en hakim biçimi, bir durumu veya etkileşimi değerlendirip olumsuz varsayımlar çıkarmaktır. Birçok insan için bu “bardağın boş tarafına bakmak” anlamına gelir. Yağmurlu bir günde sürekli olarak yağmurun yarattığı olumsuzları düşünüyor olabilirsin.
Havanın yağmurlu olması bir hava durumudur. Bu durum üzerinden olumsuz çıkarımlar yapmamalısın. Örneğin, bugün trafik çok yoğunsa hemen olumsuz düşünmemelisin. Bunu daha fazla müzik veya hikaye dinleme fırsatı olarak görmelisin.
3. Olumsuz karşılaştırmalar yapmak
Kendini kötü hissetmenin en kolay ve en yaygın yollarından biri, kendini başkalarıyla olumsuz bir biçimde karşılaştırmaktır. Kendini daha fazla başarısı olan, daha ilgi çekici görünen ve daha fazla para kazanan kişilerle karşılaştırmak cazip gibi görünebilir.
Kendini başkasının sahip olduğu şeylere imrenir durumda gördüğünde daha kıskanç olursun. Sonuç olarak kendini yetersiz görürsün ve olumsuz bir sosyal karşılaştırma yaparsın. Bu durum daha fazla stresin ve kaygının ortaya çıkması anlamına gelecektir.
4. Geçmişte olumsuzlara takılı kalmak
Geçmişten çeşitli dersler çıkarmalısın ama geçmişe takıntılı kalmamalısın. Bazen yaşam koşulları ve kişisel eksiklikler, gerçek potansiyelini görmeni ve yeni fırsatları tanımanı engelleyebilecektir. Olanları değiştiremeyiz ama henüz gerçekleşmemiş olanları etkileme şansımız vardır.
Bazen atman gereken ilk adım geçmişten kopmaktır. Ele alınması gereken durumun geçmişin değil kendin olduğuna karar vermelisin. Hiçbir şeyin bugünden daha değerli olmadığını bilmelisin. Preston Ni’nin belirttiği gibi geçmişe takılı kalmamalı, bugün daha iyi seçimler yapıp devam etmelisin.
5. Zor insanlar karşısında ezilmek
Zor insanlar hepimizin hayatında vardır. Böyle zorlu bireyler karşısında kontrolün tamamen karşı tarafta olduğunu düşünmek cazip olan bir durumdur. Bu tür tavırlar, gerekçelere sahip olsalar bile zaman içerisinde kendi kendine zayıflayan niteliğe sahiptirler.
Zor insanlara yönelik düşüncelerini değiştirmenin temel anahtarı önleyici davranmaktır. Bir pasif-agresif insanla veya aşırı kontrolcü baskılayıcı bir insan ile uğraşıyor olsan bile kendini güvende tutmanı sağlayacak bir dizi beceri ve strateji vardır. Bunları kullanmaya çalışmalısın.
6. Suçlama arzusuna kapılıp gitmek
Suçlama, başkalarını yaşanan talihsizliklerden sorumlu tutmak anlamına gelir. Bazı insanlar pek memnun olmadıkları ailelerini, olumsuz ilişkilerini ve sağlık sorunlarını mutsuzluklarının ve eksik olan başarılarının nedeni olarak görürler.
Hayatın birçok zorluk sunduğu doğrudur. Çoğu zaman ortaya çıkan acıyı ve ıstırabı inkar etmek mümkün değildir. Fakat mutsuzluk temel nedeni sana biçilmiş olan kurban rolünü oynamaya çalışmaktır. Bir başka ifadeyle suçlama arzusuna kapılıp gitmektir.
Genellikle suçun için hedef belirlediğin kişilerin hislerin konusunda en ufak fikirleri yoktur. Kendini yalnızca acının ve kızgınlığın esiri olarak görerek kendini incitmiş olursun. Duygularında haklı olabilirsin ama mutlu, sağlıklı ve başarılı olmanın yolu bu değildir.
7. Kendini affetmekte zorlanmak
Hepimiz hata yaparız. Meşhur bir şarkıda söylendiği gibi hatasız kul olmaz. Geçmiş işlerine baktığında belki pişman olduğun kararlar ve eylemlerle karşılaşabilirsin. Bir şeyler konusunda yaptığın çıkarımlarda hatalar olmuş olabilir. Kendine veya başkalarına zarar vermiş olabilirsin.
Geçmişe yönelik bu durumları hatırlarken yapılan hataları, verilen hasarları ve kaçırılan fırsatları görmüş olabilirsin. Bu durumda bir suçluluk duygusuyla karşılaşman çok olasıdır. Kendini kötü veya kusurlu görmeye başlayabilirsin.
Bu tür anlarda artık kendini daha yakıdan tanıdığını aklına getirmelisin. Geçmiş hataları tekrarlamaktan kaçınmak yapabileceğin en iyi şey olacaktır. Başkalarına karşı daha olumlu farklar yaratabileceğini bilmelisin. En önemlisi kendine karşı biraz daha şefkatli davranmalısın.
8. Hata yapmaktan korkmak
Başarısızlık ve hata yapma korkusu genellikle mükemmeliyetçilik ile ilgilidir. Bazı açılardan yeterince iyi olmadığını düşünerek başarılı olmak için kendine muazzam bir baskı uygulamayı tercih edebilirsin. Zamanında yaşadığım için bu konuda fazlasıyla deneyimli olduğumu söylemeliyim.
Yüksek standartlar belirlemek etkili bir motivasyon aracıdır. Fakat mükemmel olmayı beklemek hayattan keyif almana engel olabilir. Başarı için en büyük potansiyelini sınırlamak zorunda kalabilirsin. Bu durumda başarılı olabilecekken ondan uzaklaşman söz konusu olabilir.
Mükemmeliyetçilik ve mutsuzluk arasında çok güçlü bir bağ vardır. Sen bu bağın bir parçası olmamalısın. Elinden geldiğince bir şey denemelisin. Mükemmel olmak insana özgü bir şey değildir ve hiçbir zaman olmayacaktır.
9. Geleceği beklemek
Kendine “Ne zaman mutlu olacağım…” diye serzenişte bulunmak mutsuzluğun içerisine dalmak için en güçlü alışkanlıklardan biridir. Cümleyi nasıl tamamladığının hiçbir önemi yoktur. Bir koşula bağlanmış olan durumunu düzeltmek için koşullara daha fazla önem vermen gerekir.
Her ne kadar çaba gösterip koşulları iyileştirmiş olsan bile iyileştirilmiş koşullar mutluluğa yol açmazlar. Ruh halini etkilemediği kanıtlanmış bir şeyi beklemek için zaman harcamamalısın. Bunun yerine, mevcut anda mutlu olmaya odaklanmalısın. Geleceğin hiçbir garantisi yoktur.
10. Gereğinden fazla çalışmak
Aşırı yoksulluk içinde yaşayan insanlar mali durumları düzeldiğinde mutlulukta önemli bir artış yaşarlar. Maddi şeylerin insanı mutlu etmediğini gösteren bir dizi araştırma vardır. Bir şeyleri kovalamayı alışkanlık haline getirdiğinde genelde mutsuz olursun.
Bu mutsuzluğun sebebi onları aldıktan sonra yaşanılan hayal kırıklığıdır. Onları seni mutlu edebilecek gerçek şeylerin karşılığında elde ettiğini görürsün. Bu bir feragat etme durumudur ve burada feragat ettiğin şey hobilerin, arkadaşların ve ailendir.
11. Kapalı kalmak
Kendini mutsuz hissettiğinde diğer insanlardan kaçınmak cazip bir seçenektir. Sosyalleşmek, hoşuna gitmediğinde dahi ruh halin için harika bir durumdur. Dolayısıyla evde kapalı kalmak yapılabilecek en büyük hatalardan biridir.
Her birimizin bu tür günleri olmuştur. Kimseyle konuşmayı istememek, kendi halinde takılmak, battaniye altında vakit geçirmek, kısacası eve tıkılıp kalmak ruh halini yok eder. Mutsuzluğun seni asosyal hale getirdiğini anlamalı ve buna karşı koymalısın.
12. Kendini kurban olarak görmek
Mutsuz insanlar hayatın hem zor hem de kontrol dışı olduğu varsayılan konumundan hareket etme eğilimindedirler. Başka bir ifadeyle, “Hayat benden geçti gitti ve artık yapabileceğim bir şey yok.” düşüncesine bağlı kalmak gibi bir durum söz konusudur.
Bu yaklaşımın sorunu çaresizlik hissi uyandırmasıdır. Herkesin arada sırada bu şekilde hissetmesi normaldir. Fakat bunun hayata bakış açını etkilemesine izin vermemelisin. Kötü şeyler yaşayan tek kişi sen değilsin ve harekete geçtiğin sürece geleceğini kontrol etme şansın vardır.
13. Kötümser olmak
Kötümserlik çok ama çok dip bir duygudur. Bir kez kendini kaptırdığında tam olarak nereden çıkacağın pek belli olmaz. Hiçbir şey mutsuzluğu onun kadar körükleme şansına sahip değildir. Kötümser bir tavırla ilgili temel sorun zaman içinde kendini gerçekleştiren bir duruma dönüşmesidir.
Kötü şeyler bekliyorsan, kötü şeyler olma olasılığı çok daha yüksektir. Kötümser düşünceleri, ne kadar mantıksız olduklarını anlayana kadar başından def etmek kolay değildir. Kendini gerçeklere bakmaya zorlaman gerekir. Her şeyin göründüğü kadar kötü olmadığını fark edebileceksin.
14. Sürekli şikayet etmek
Sürekli şikayet etmek hiçbir şeyden memnun olmamak anlamına gelir. Bu son derece rahatsız edici bir durumdur. Şikayet kendi kendini güçlendiren bir davranıştır. Sürekli bir şeylerin ne kadar kötü olduğunu konuşarak ve düşünerek olumsuz inançlarını teyit etmiş olursun.
Mutsuzluğu körüklemek ve mutlu kalmak arasındaki çizgi düşündüğünden çok daha incedir. Sürekli bir şeylerden şikayetçi olduğun zaman mutlu olmanın ötesinde diğer insanları senden uzaklaştıracak bir durumdur. Dolayısıyla bu davranıştan olabildiğince kısa süre içinde kurtulmalısın.