Erkeklere asla atmaman gereken 8 mesaj

Erkek arkadaşına bir mesaj attın ve artık ondan cevap alamıyor musun? Nedenini merak ede ede uzun süredir ekrana bakıyor olabilirsin. Bir yandan da saate bakmak yorucu gelmiş olabilir. Ne kadar uzun sürerse zihnin komplo teorisi konusunda bir o kadar becerikli hale gelir.

Erkek arkadaşına bir mesaj attın ve artık ondan cevap alamıyor musun? Nedenini merak ede ede uzun süredir ekrana bakıyor olabilirsin. Bir yandan da saate bakmak yorucu gelmiş olabilir. Ne kadar uzun sürerse zihnin komplo teorisi konusunda bir o kadar becerikli hale gelir.

Endişe edecek bir şeyin olmadığını bilmelisin. Birazdan paylaşacağım erkeklere atılmaması gereken mesajlar örnekleriyle birlikte bu hataya hiçbir zaman düşmeyeceksin. Hepimizin iyi niyetli olduğu doğrudur ama bazen atılan mesaj bu iyi niyetten yoksun olabilir.

1. Metin duvarı

Erkekler metin duvarlarından nefret ederler. Metin duvarı nedir? Bitmek bilmeyen paragraflarca yazı yazmak anlamına gelir. Erkeklerin gününe ait her küçük detayı duymasına gerek yoktur. Belki kız arkadaşlarınla böyle konuşabilirsin ama bu kadarı erkekler için biraz fazladır.

Erkekler ayrıntıları değil genel bir bakış isterler. Her hareketini bilmesine gerek yoktur. Kendinle ilgili her şeyi ona mesaj olarak atmayan gizem yaratmayı düşünebilirsin. Tüm hafta sonu kaçamağını ona detaylıca anlatmak yerine. Hafta sonu kızlarla buluştuğunu söyleyebilirsin.

Bu basit ve isabetli olacaktır. Biraz gizem her zaman iyidir. Bu seni, bir şeylerle uğraşıyor gibi gösterir. Etrafta olmadığı zamanlarda hayatında her zaman neler yaptığına dair daha çok merak uyandırmış olursun. Bu işin püf noktasıdır.

Diğer taraftan, bir şekilde “Ona mesaj atmalı mıyım?” diye düşündüğün zaman mesaj atmak için başka birini bulmalısın. Başka birini bulamıyorsan yapacak alternatif başka bir şey bulmaya çalışmalısın. Böylesi çok daha isabetli olacaktır.

Ayrıca, ne kadar mesaj gönderdiğinde dikkat etmelisin. Bir veya iki cümle geri gönderirken mesajlarının kocaman bir blok olmamasına dikkat etmelisin. Eğer öyleyse biraz frene basmalı ve ona biraz konuşma alanı tanımalısın.

2. Sıkılma mesajları

Sıkılıyorsan ona mesaj atmamalısın. Daha doğrusu şöyle söyleyeyim, sıkıldığını belirten mesajı ona göndermemelisin. “Ne var ne yok? Ne yapıyorsun?” diye mesaj atıp sonrasında seni eğlendirmesini beklememelisin.

Sıkıcı metinler gönderdiğin zaman sanki kendi hayatında hiçbir şey olmuyormuş gibi bir izlenim yaratmış olursun. Bu da ilişkiye sunacak bir şeyinin olmadığı anlamına gelir. Sonuç? Sonuç olarak sıkıcı bir insan olduğunu düşünebilir.

Erkekler daima bir amaç için iletişim kurarlar. Amaçsızca bir şey için ileri gitmekten hiç hoşlanmazlar. Erkekler, erkek arkadaşlarına “Ne yapıyorsun?” diye yazdıkları zaman ne yaptıklarını öğrenmek ve böylece somut planlar yapabilmek için harekete geçerler.

Bu tür mesajları bütün gün mesajlaşmak adına yazmazlar. Bu nedenle ona sıkıldığını belli eden bir mesaj göndermek yerine ona bir soru sormayı deneyebilirsin. Alternatif olarak başına gelen komik bir hikayeyi paylaşmayı düşünebilirsin.

Birbirinizi daha derinlemesine tanımak için mesaj gönderebilirsiniz. Dahası kişiliğini ön plana çıkarmasını sağlayacak mesajlar atabilirsin. Ona her zaman değer katacak mesajlar göndermelisin. Böylece gereksiz bir sohbetin içerisine girme hatasından sıyrılmış olursun.

3. Pasif agresif mesajlar

Pasif agresif mesaj nedir? Hemen bir tane örnek vereyim. Bu ne kadar tanıdık bir mesaj türü olduğunu hemen anlamanı sağlayacaktır. Örneğini, ona kızdığını belirtmek yerine ipuçlarını mesajla bırakıyorsan bu durumda pasif agresif mesaj gönderiyorsun demektir.

Buradaki amacın nedir? İpuçlarını mesajla bırakmak, onları yakalamasını beklemek ve ardından özür dilemek için büyük bir jest yaptığını düşünmektir. Fakat hayal ile gerçek arasında belirgin farklılık vardır. Erkek bu jesti umursamaz.

Bir mesajın sonuna nokta koymuş olman veya bir mesaja kısaca “Tamam” demiş olman kızgın olduğunu gösterebilecektir. Bunun ötesinde bir şey yapmana pek gerek olmadığına kanaat getirirsin. O seni üzen şeyin ne olduğunu bulmak için fazlasıyla çaba göstereceğini düşünürsün.

Böyle olması gerekmez mi? Gerekmez. Çünkü sonuç olarak ipuçlarını anlamaması söz konusu olur. Bu durumda daha sinirli hale gelirsin. Kendini halihazırda hissettiğinden daha kötü hissedersin. Küçük bir şey daha büyük bir meseleye dönüşmüş olur.

Eğer üzgünsen veya kızgınsan ve bu senin için gerçekten önemliyse ona açık ve öz bir şekilde bundan söz etmelisin. Hatta en iyisi mesaj atmayın. Görüntülü konuşma yapın veya konuyu yüz yüze görüşün. Bu şekilde iletişim ile kendini çok daha iyi hissedersin.

4. Cevap vermeme mesajları

Şimdi bunu nasıl anlatabilirim onu düşünüyorum. Ona bir mesaj gönderdin ve saatlerce cevap alamadın. Bu durumda ne yaparsın? Hemen mesajları sıralarsın. “Orada mısın?”, “Neden cevap vermiyorsun?”, “Merhaba, orada kimse var mı?” gibi bir şeyler yazarsın.

Bu seni hızlı bir biçimde çaresizliğe doğru sürükler. Çok çılgın bir bölgeye doğru kaymış olursun. Bunun iyi bir şey olmadığını hemen anlamış olmalısın. Bunun başına gelmesini istemezsin. Yapabileceğin en iyi şey durumu kişisel algılamamaktır.

Peki bu nasıl olacak? Erkek arkadaşının meşgul olduğunu düşünebilirsin. Çalıştığı işte veya okulda farklı bir problemle yüz yüze olabilir. Telefonu başka bir yerde bırakmış olabilir. Telefon sessizde olabilir. Hemen hemen her ihtimali düşünmelisin.

Ondan haber alamazsan endişe etmene gerek yoktur. Başka bir şeye odaklanmalısın. Telefona veya saate bakmayı gerektirmeyen bir şeyle meşgul olmalısın. Panik yapıp mesajlaşmaya başlarsan onu daha çok korkutacağından emin olabilirsin.

Bir veya iki gün geçmesine rağmen hala tek kelime yoksa iletişim eksikliğini gündeme getirmeden samimi bir şeyler söylemelisin. Hala bir cevap yoksa sal gitsin. Var olduğunu ona hatırlatmak için ona mesaj atmana gerek yok demektir.

Neden bunu söylüyorum? Aslında çok basit. Erkek arkadaşın senden hoşlanıyorsa inan bana seninle temasa geçmek için bir yolunu bulacaktır. Bunu yapmazsa yoluna devam etmelisin. Analiz kasmak veya hepsini çözmeye çalışmakla zamanını boşa harcamamalısın.

5. “Biz neyiz?” mesajı

Öncelikle erkekler konusunda bir şeyden emin olmak gerekir. Erkekler mesajlaşmaktan pek hoşlanmazlar. Nadiren yoğun duyguları, hissettiklerini ve açmak istedikleri konuları mesaj üzerinden tartışırlar. Çünkü her şeyin net olduğu bire bir sohbeti tercih etme eğilimleri çok daha fazladır.

İlişkinin durumunu veya işlerin ne yöne gittiğini merak ediyor olabilirsin. Bunun sebebi seni gerçekten sevip sevmediğini bilmek istemendir. Doğru değil mi? Doğru bile olsa bunun konuşulacağı nokta mesajlaşma kısmı değildir.

Öncelikle her iki taraf için de metin mesajlarda çok şey kaybolabilir. Basitliği nedeniyle pek çok bağlam ve ipucu ortadan kaybolabilir. Bu ilerleme amacın bu olmasa bile muhtaç görünmene neden olabilecek bir durumdur.

Bir erkeğe gönderilecek mesajlar arasında flört, ilginç bilgiler paylaşma ve planlar yapma yer alır. Esasen mesajlaşmayı bir terapi seansı gibi görmemelisin. Böyle görüyorsan büyük bir hata yapıyorsun demektir. Uzun konuşmaları başka bir noktaya saklamalısın.

6. Kıskançlık mesajları

Kıskançlık ne tür olursa olsun hiçbir zaman iyi bir şey değildir. Özellikle hızla kontrolden çıkabileceği durumlarda çok can sıkıcı olabilecektir. Kıskançlık yaşadığında dahi bunu bir süre daha içinde tutmayı bilmen gerekir.

Belki onu Instagram’da farklı bir kızın fotoğrafını beğenirken yakalamış olabilirsin. Diğer taraftan arkadaşın onu baka bir kızla konuşurken görmüş olabilir. Durum ne olursa olsun ona mesaj üzerinden ulaşmaya çalışmamalısın.

Nasıl bir ucubeye dönüşeceğini bilmek istiyorsan bunu yapabilirsin elbette. İlk yapman gereken şeyi de söyleyeyim hemen ona çılgınca suçlayıcı bir biçimde saldırabilirsin. Her hareketini takip ediyormuşsun gibi görünen mesajlarla karşılaştığımda anında cebinden kırmızı kartı çıkartacaktır.

Elbette bu tür durumlarda üzgün olmamanı veya her şeyi halının altına süpürmen gerektiğini söylemiyorum. Sadece mesaj üzerinden yüzleşmeyi düşünmemelisin. Bir süreliğine bir adım geri çekilmelisin ve bununla nasıl başa çıkacağına doğru bir biçimde karar vermelisin.

7. “Seni asla bırakmayacağım!” mesajları

Külahıma anlat diyebilirim. Bir erkeğe seni seviyorum mesajını göndermende herhangi bir sakınca yoktur. Ama ona “Seni asla bırakmayacağım!” dersen işte orada problem var demektir. Çünkü temelde anlatmak istediğin çok farklı bir şeydir.

Bu kelimelerin yazılmasının sebebi konuşmanın sonlanmamasını sağlamaktır. Ama doğru bir biçimde söylemek gerekirse onu dışarıya veya uzağa sürüklemekten başka bir şey yapmamış olursun. Yani? Yani, konuşmanın doğal olarak bitmesine izin vermiş olursun.

İşin özü erkekler bütün gün mesaj atmak istemezler. Çoğu erkek mesaj atmayı sevmez (beni bunun dışında tutabilirsin) ve bunu sadece mecbur oldukları için yaparlar. Örneğin, işte olduğu zaman sürekli yazarsan ve bırakmaya pek niyetin olmazsa bu sinir bozucu bir hal alabilir.

Bununla birlikte, bir konuşma doğal bir şekilde sona erdiğinde basitçe bitmesine izin vermekte sorun yoktur. Telefonun başında konuşmayı “bitirmek” için beklemediğinden emin olabilirsin. Konuşmak için başka bir şey bulduğun zaman bunu garip karşılamayacaktır.

Daha önce biraz gizem katman gerektiğini söylediğimi hatırlıyor musun? Telefonunu sürekli elinde tutup mesaj atarsan bu pek olmaz. Bu nedenle oyunu kuralına göre oynamaya çalışmalısın. Senden daha fazlasını istemesini sağlamak işin en iyisidir. Bu konuda bana güvenebilirsin.

8. Sinsice takip mesajları

Dijital çağın bir getirisi olarak artık hepimiz bir kişinin internette yayınladığı her bilgiye erişebiliyoruz. Birinin neyin peşinde olduğunu bilmek istiyorsan muhtemelen sosyal medya kanalları aracılığıyla oldukça hızlı bir şekilde öğrenebilirsin.

Bununla birlikte, bir erkek sana ne yaptığını açıkça söylemediği sürece bunlardan herhangi birini gündeme getirmemen çok daha sağlıklı olacaktır. Instagram’ını araştırabilirsin. Hafta sonu plajda geçirdiği günü o söylemeden sen gündeme getirirsen acımasız avcılığını göstermiş olursun.

Bazı durumlarda bunu kanıt olarak kullanmaya çalışırsın. Örneğin, erkek arkadaşın hafta sonunu bir arkadaşının yanında geçirdiyse ama sana spor salonuna gideceğini söylediyse hemen sarı kartı çıkartmayı düşünürsün. Ama önce işin ne olduğunu öğrenmen gerekir öyle değil mi?

Hemen hemen hepimizin gerçek anlamda suçlu olduğu zamanlar olacaktır. Bunu fark ettiğin anda kendini doğrudan çeşitli sosyal medya kanallarını araştırırken bulursan bir adım geri atmalısın. Onun yerine onunla kişisel etkileşimlere odaklanmalısın.

Paylaşmaya ne dersin?
Kaan Karadeniz
Kaan Karadeniz

İstanbul Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi bölümünden mezunum. Yazı yazmayı ve araştırma yapmayı seviyorum. Psikolog, terapist, astrolog veya yaşam koçu değilim. Hedefim insanların hayatlarına değer katabilecek bilgileri onlarla buluşturmaktır.

2 Comments

    • Merhaba,

      Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Evet aslında o kapıya çıkıyor. Sadece biraz özgürlüğe ihtiyaçları var. Fazlası zarar, azı karar gibi düşünebiliriz. 🙂

Yorum yapıp katkı sağla...