Aşk acısı veya ayrılık acısı nasıl atlatılır? Hemen hemen herkes hayatının belirli bir bölümünde aşk acısı yaşayabilme potansiyeline sahiptir. Aşk acısı hayatın en ağrısız acılarından birisidir. Aşk acısını atlatıp hayatına devam edebilmek için neler yapman gerektiğini biliyor musun?
Aşk, acısını yaşatmak istediği zaman seni soluksuz bırakabilir. Bundan kurtulamazsın. Hayat seni hedef belirlemişse bir şekilde o girdabın içine çekilirsin. Yaşadığının büyük bir travma olduğunu düşünürsün, hayata olan ilgin azalır, güçsüz kalırsın ve devamı çorap söküğü gibi gelir.
1. Gerçek problemi anlamalısın
Asıl sorun akıldır. Korku zihinde yaşar ve zihin, senin için bilinen ve rahat olan duruma bağlı kalmanı ister. Ego değişime direnir çünkü kontrolü kaybetmekten korkar. Bilinmeyenin öngörülemez oluşu onun kendini güvensiz hissetmesine neden olur.
Aşk egonun ölümü demektir. Çünkü aşk kontrol edilemez; sadece alınabilir ve kabul edilebilir bir şeydir. Aşk kırılgandır. Bir gün oradadır, ertesi gün gitmiş olabilir. Bunu rüzgara benzetmek mümkündür. Rüzgarı hissedersin ama avucunla sıkamazsın.
Bu yüzden önce ne durumda olduğunu anlaman gerekir. Aşk acısını veya ayrılık acısını hissettiğin zaman panik olabilirsin. Ama buna gerek yoktur. Çünkü ayrılık acısını atlatmanın çeşitli yolları vardır. Tek yapman gereken nasıl hareket etmen gerektiğini bilmektir.
2. Sıyrıkları tedaviye başlamalısın
Aşk acısının ortaya çıkış nedenleri çok farklı olsa can sıkıcı olduğu kesindir. Sevgilinden ayrıldıktan sonra ona öfke duyarsın, kendine kızarsın ama yetmez dünyayı suçlu bulursun. İlişkin çok kısa sürse dahi bundan kaçamazsın ve bir anda sürekli kendi değerini sorgulamaya başlarsın.
Bunları yaşadığın doğru öyle değil mi? Belki her gün bu duyguları tekrar tekrar yaşıyorsun. Buna son vermek için kendi değerini yeniden oluşturmalısın. Sahip olduğun güçlü yanlara odaklanmalısın. Sevgilinden ayrıldıktan sonra boşluğu geçici olarak doldurmak yerine kalıcı olarak doldurmaya çalışmalısın.
3. Yalnızlığı atlatmalısın
İster kabul edin ister kabul etmeyin ama insan hızlı bir biçimde körelen bir varlıktır. Aşk acısı yaşadığın zaman genellikle herkesten uzak olmaya çalışıp yalnızlığı seçersin ama ne kadar yalnız kalırsan bu acıyı atlatma olasılığının bir o kadar düşük olduğunu unutursun.
Bir şekilde seni başka kimsenin sevemeyeceğine inanırsan bu pesimist davranmak anlamına gelir. Pesimist düşünenin kaynağında herkesin senin hakkında olumsuz düşünmesi yatar. Öyleyse senin hakkında olumlu şeyler söyleyebilecek insanlara yakın olarak bunun üstesinde gelebilirsin.
4. Kayıpları kabullenmelisin
Acıyla gelen sıkıntı hissi doğal bir histir. Yakınında yer alan birisini kaybettiğin zaman -ölüm veya ayrılık yoluyla- kendini mücadele edilmesi zor bir travmanın içerisinde bulursun. Her ne kadar bazı insanlar bu tür durumlara karşı doğal dayanıklığa sahip olsalar bile pek çok insan bu konuda şanssız tarafta yer alır.
Bir şekilde birini kaybedersen dünyaya bakış açını dahi değiştirmeye çalışırsın. Senin için dünya artık güvenli bir yer olmaktan çok uzaktır. En azından bu düşünceye inanmak için var gücünle çaba gösterirsin. Bu çabanın en az yarısını iyileşmeye ve iyi olmaya ayırırsan yaşadığın aşk ve ayrılık açısından kurtulmayı başarabilirsin.
5. Suçluluk duygusundan kurtulmalısın
Aşk acısı küçümsenmemesi gereken bir yaralama merkezidir. Bu merkezden çıkan diğer duyguların hepsi tükenip gitmeni sağlar. Suçluluk bu duygulardan en önemlisidir. Çünkü suçluluk duygusu kendi kendini mutsuz etmeni sağlar. Suçluluk oldukça sağlıksız bir duygu olduğundan ondan kurtulmanın bir yolunu bulmalısın.
Suçluluk duygusu ne sebeple ortaya çıkarsa çıksın kendini affetmeyi denemelisin. Bu konuda yapabileceğin çok şey olduğunu bilmelisin. Hayatınla barışmalısın ve tekrar hayatın tadını çıkarmalısın. Dışarıdan bakıldığında aşk acısından uzak bir birey olarak görünerek insanları fazlasıyla şaşırtabilirsin.
6. Derin düşüncelerden uzak durmalısın
Aklına gelenler ister gerçek ister hayal ürünü olsun bunları derin derin düşünmeye devam etmek sağlıklı bir yaklaşım değildir. Derin derin düşünmeyi durdurmayı başaramadığın sürece yaşadığın her şey ama her şey gözünün önünden film şeridi gibi geçer. Aşk acısı yaşarken bu tuzaktan kaçmalısın.
Derin düşüncelere hapsolmak istemiyorsan diğer insanların seninle aynı düşünceye sahip olmadığını en başından kabul etmelisin. Bir hata yapmışsan veya bir eksiğin varsa bir daha aynı yoldan geçmemeye özen gösterirsin. Benzer yaklaşıma sevgilinden ayrıldıktan sonra da sahip olmalısın.
7. Hata saplantısını yenmelisin
Sevgilinden ayrılışın bir hata nedeniyle gerçekleşmişse bu durumda yaşayacağın acı çok daha büyük olacaktır. Bunun sebebi yaptığın hataya saplantılı kalıp onu her gün yaşayacak bir biçimde canlı tutmaktır. Aşk acısının üstesinden gelmek istiyorsan doğru olanın bu olmadığını kabul etmen gerekir.
Bu tür durumlarda başkalarından destek almak dışında pek çaren yoktur. Sana gerçekleri anlatmak ve göstermek için etrafındaki güvendiğin insanlardan yardım almalısın. Hayatının hatasını yaptığını düşünsen bile bunun üstesinden gelebilecek güce sahip olduğunu kabul etmelisin.
8. Kendine olan saygını pekiştirmelisin
Kendine olan saygın problemli seviyede yer alıyorsa yaşadığın aşk acısından kurtulmak için yetersiz kalabileceğini kabul etmelisin. Kendine olan saygın azalmaya başladığı an kendini daha fazla sorgularsın. Yapmadığın hataları bile yaptığını düşünerek sürekli kendini eleştirirsin ve yaşadığın acının his kuvveti çok daha güçlü seviyelere çıkmış olur.
Yakaladığın ilk fırsatta kendine olan saygını iyileştirmeyi denemelisin. Bunu yapabilmek için güçlü yanlarını belirlemelisin. Bunların değerli nitelikler olduğunu kabul etmelisin. İradeni devreye sokarak ihtiyaç duyduğun saygıyı geri kazanmak için çaba göstermelisin.
9. Hatayı dönüştürmelisin
Yaşadığın ilişki bir hata nedeniyle son bulmuşsa kendini çaresiz hissedebilirsin. Genel olarak bu süreçte kendine yüklendikçe yüklenirsin ve daha önce de belirttiğim gibi kendine olan saygını yitirirsin. Kendini suçlu bulmak kontrolün dahilinde olan bir şeydir ve bunu değiştirmenin bir yolunu bulmak senin elindedir.
Yaşadığın acıyı daha az hissetmek istiyorsan söz konusu hatayı tekrarlamaktan kaçınmak yeterli değildir. Yaptığın hatayı olumlu bir davranışla değiştirmek her zaman mümkün olmayabilir ama bir sonraki denemede başarılı olmak istiyorsan daha bilgili ve daha hazırlıklı olman gerektiğini bilmelisin.
10. Reddedilme duygusundan kurtulmalısın
Reddedilme karşısında hissedeceğin aşk acısı vücudunda yaşanacak fiziksel bir sakatlıkla duyduğun acının bir benzeridir. En azından insan beyni söz konusu acıyı bu şekilde yorumlar. Reddedilmenin getirdiği duygusal yükün seni ele geçirmesini istemiyorsan ondan kurtulmanın bir yolunu bulmalısın.
Zihninin içinde sürekli seni rahatsız edecek bir duyguya sahip olursan geçmişi hatırlamak durumunda kalırsın. Bu sefer geçmişten yola çıkarak yeni kararlar vermeye çalışıp hata yaparsın. Acının vücuduna daha fazla yayılmasına izin vermeden sağlığına kavuşmayı denemelisin.
11. İyimser olmalısın
Aşk acısının ortaya çıkardığı stresten kurtulmak için günlük yaşantında daha iyimser olmaya çalışmalısın. Madalyonun hep iyimser tarafına göz atarak bunu başarabilirsin. İyimser olman durumunda stresle mücadele için ihtiyaç duyduğun çözüme kavuşabilirsin.
İyimser olmazsan her darbede yere düşmeye devam edersin. Her seferinde ayağa kalkarken biraz daha zorlanırsın. Çünkü zaman içerisinde, ayakta durmak için ihtiyacın olan güç azalmaya başlar. İyimser olursan enerjini depolayıp aşk acısına katlanabilirsin.
12. Umudunu yitirmemelisin
Tünelin ucundaki ışığı görebilmek için her zaman umut gereklidir. Belki artık kaybettiğin aşkı geri kazanmanın bir yolu olmayabilir. Fakat hayata tutunmak için bir yola sahip olduğunu kabul etmen gerekir. Bunun için küçük hedefler belirleyip onları yerine getirerek umudunu diri tutmalısın.
Umudunu diri tuttuğun zaman işini kolaylaştırmış olursun. Artık tek dikkat etmen ve odaklanman gereken gelecektir. Fakat burada hata yapmamaya çalışmalısın. Düşünmen gereken şey gelecek kaygın değildir. Daha çok geleceğe umut ile bakabilmektir.
13. Durumu kabullenmelisin
Aşk acısını çekme sebebin ne olursa olsun durumu kabullenmek iyi bir fikirdir. Burada mütevazi davranıp kendini çukurun derinliklerine doğru yollamaktan kaçınmalısın. Her zaman dediğim gibi güçlü yanlarını bulmalısın ama bu sefer onları geliştirecek alışkanlıklar keşfetmelisin.
Bu keşif sırasında kendini zorlaman yersizdir. Optimum duruma odaklanmaya çalışmalısın. Minimum efor ile maksimum verim almanı sağlayacak alışkanlıklar geliştirmen gerekir. Sahip olduğun ruh hali başlangıçta seni zorlasa bile ilk adımdan sonrası kolay olacaktır.
14. İletişimi önemsemelisin
Her ne kadar aşk acısı gibi bir problemle karşılaştığın zaman yalnız kalmak istesen bile bu davranıştan vazgeçmenin yolunu bulmalısın. Daha sağlıklı olabilmek için senin iyileşmen için gerekli sorumluluğu alacak olan arkadaşlarınla iletişim halinde olmalısın.
Aşk acısı çekerken tek başına kalırsan üzerinde bulunan yük katlanılması çok zor bir soruna dönüşür. Bu nedenle gerektiğinde arkadaşlarından destek almalısın. Onların önerilerini dinlemeli ve sana mantıklı gelenleri uygulamaya çalışmalısın.
15. Memnuniyeti dile getirmelisin
Aşk acısı çeken bir birey için neredeyse imkansız gibi gözüken bu durumu başarırsan kısa süre içerisinde yaşadığın acıyı atlatmayı başarabilirsin. Yapman gereken bulunduğun durumdan memnuniyet duymaktır. Her zaman daha kötüsünün olabileceğini hatırlaman yeterli olacaktır.
Hayatın en önemli kazanımlarından biri memnun olmaktır. Bir şeylerden memnun olmaya başlayınca daha yaşanır bir hayata sahip olursun. Sürekli olumsuzu düşünüp o şekilde hareket edersen her zaman çıkmaz sokağa giriş yaparsın. Memnuniyet olmadan aşk acısını atlatamazsın.
16. Yaşama amacını hatırlamalısın
Hayatta yaşama amacına sahipsen ondan daha büyük keyif alacağın bir gerçektir. Bu amaç olmadığı sürece kendini bitkin ve yorgun hissedebilirsin. Özellikle aşk acısının getirdiği yükümlülükler karşısında sorun yaşayabilirsin.
Yaşama amacını hatırlamak aşk acısı problemini aşmana yardımcı olacaktır. Bu dünyada aşk dışında farklı misyonlarının olduğunu hatırladığın zaman hayatın çok daha yaşanabilir olduğunu fark edebilirsin. Elbette aşk acısının açtığı yara derin olacak ama onu kapatabilirsin.
17. Egzersiz yapmalısın
Belki ciddi bir biçimde spor yapmaktan hoşlanmıyor olabilirsin. Ancak düzenli egzersiz yapmak mutluluk için ihtiyaç duyduğun hormonları harekete geçirebilirsin. Aşk acısı nedeniyle yıkımın eşiğinde olduğuna inanıyorsan kendini bu şekilde yenilemeyi başarabilirsin.
Gün içerisinde basit hareketler ve basit egzersizler yapman yeterlidir. Sadece 10 dakikalığına egzersiz yaparsan bu seni mutlu edecektir. Kendini fazla yormamaya çalışmalı ama hareket ettiğini hissetmeyi denemelisin. Bu kendini daha iyi hissetmeni sağlayacaktır.
18. Sağlıklı beslenmelisin
Tükettiğin gıdaların tamamı ruh halini ve enerji seviyeni etkiler. Üstelik bu etki kısa ve uzun vadeli şeklinde iki farklı biçimdedir. Aşk acısı çekenlerin çikolata dalmasının sebebi bellidir. Çikolata mutluluk hissi uyandırır ama bunda aşırıya kaçmak uzun vadede insanın zararına bir durumdur.
Sağlıklı beslenirken özellikle yoğun miktarda şekerden uzak durmalısın. Genelde aşk acısı çeken insanlar yediklerine içtiklerine pek dikkat etmezler. Onlar için kilo almak kaçınılmaz olur. Bu şekilde bir durumla karşı karşıya kalmak istemiyorsan sağlıklı beslenmeye özen göstermelisin.
19. Uykuna dikkat etmelisin
Aşk acısı yaşayan insanlar genellikle uyku sağlığından ödün vermeyi tercih ederler. Sonucunda depresyon, endişe ve kaygı gibi çok çeşitli durumlar ortaya çıkar. Aşk ile aranda olan durum sana zaten sıkıntı yaratırken işin içine bir de uyku sorununu dahil etmemeye özen göstermelisin.
Uyku sağlığın için çok önemlidir. Uykusuz geçirdiğin her gün hayatından bir ömür çalabilecek kadar kötü geçebilir. Her zaman uykunu almaya çalışmalısın. Sağlıklı kalmak istiyorsan maalesef farklı bir alternatif söz konusu değildir.
20. Güneş ışığını ihmal etmemelisin
Güneş ışığı vücudun ihtiyaç duyduğu düzeyde D vitamini depolanmasını sağlayan doğal bir kaynaktır. Bu kaynaktan kendini mahrum bırakırsan ruh halini toparlaman çok mümkün değildir. Her ne kadar gıda takviyesi ile eksikliği gidermeye çalışsan bile yetersiz kalabilir.
Üstelik enerji seviyenin düşük olması doğrudan kendini eve kapatman ile ilgili olabilecektir. Ne yapıp edip düzenli bir biçimde dışarı çıkıp yürüyüşler yapmayı düşünmelisin. Böylece hem egzersiz yapmış olursun hem de vücuduna ihtiyaç duyduğu temiz havayı ve güneş ışığını sunmuş olursun.